OKÇULUK SPORU NASIL YAPILIR?

Okçuluk, güç, koordinasyon, konsantrasyon ve sabır gerektiren, zor olduğu kadar zevkli bir spor dalıdır. Okçuluk sporu, sporcunun çalışkanlık ve hırs düzeyi kazanabileceği başarılarla doğru orantılıdır. Okçuluk sporuna 9-10 yaşlarında başlanır. Bu yaşlarda alınan okçuluk temel eğitimi, sporcuların zihinsel gelişimlerindeki olumlu etkisiyle birlikte vücut formları açısından da günlük yaşamda oluşan hasarların ortadan kalkmasında yardımcı olur.

Türkiye Okçuluk Federasyonu(TOF)’nun yayınlamış olduğu yarışma kurallarına göre;

Okçuluk yarışmaları mevsimlere bağlı olarak, salon ve açık hava yarışmaları olarak gerçekleştirilir. Yarışmalarda “Makaralı Yay” ve “Klasik Yay” olmak üzere 2 çeşit yay kullanılır. Sporcuların kategorileri, kullandıkları yay çeşitlerine göre ayrılır.

Açık hava yarışmalarında sporcular rakipleriyle olduğu kadar hava şartlarıyla da mücadele ederler. Bu da, gelişim çağındaki sporcuların çevreye karşı duyarlılıklarını ve farkındalıklarını arttıran bir ayrıcalıktır. Salon yarışmalarında ise farklı hedef merkezlerine atış yapabilmek ve her seferinde farklı bir noktada yoğunlaşmak, sporcuların odak değiştirme ve konsantrasyon hızlarını geliştirmelerini sağlar.

Kaynak, Mahmut ULUKAN (2018)

OKÇULUK SPORU NEDİR?

Okçuluk, üst gövdenin özellikle hedefe yakın ön kol ve kirişi tutan omuz kemerinin kuvvet ve dayanıklılığını gerektiren oldukça statik, eğlenceli ve bireysel bir spordur. Okçuluktaki beceri üst noktası, oku belirli bir hedefe belirli bir zaman aralığında doğru bir şekilde göndermektir (Mann ve Littke, 1989; Leroyer, Hoecke ve Helal, 1993).

Okçu, duruş ve tutuş aşamasından başlayarak, yayı ileri doğru ittirirken bırakışı gerçekleştirinceye kadar kirişi çekmeye devam etmektedir. Bu nedenle bırakış aşamasında aynı anda yapılması gereken, nişan alma ve hassas bir itiş-çekiş kontrolü yapma olmak üzere iki ana görev bulunmaktadır. Çünkü istemli olarak okun ileriye bırakılması kararı, nişan alma aşaması esnasında olumsuz yönde etki yapabilmektedir. Bu olumsuz etkiyi engellemek adına ‘Clicker’ adı verilen bir alet geliştirilmiştir. Okçu pozisyonun son aşamasına ulaştığında ‘clicker’ okun üstünden düşerek, okçunun parmaklarının açıp kirişi bırakmasına sebep olan bir ses oluşturmaktadır. Bu alet okçunun yayın çekiş uzunluğunu sabitlemesinden dolayı puanı yükselttiği düşünülmektedir ve bütün yarışmacı okçular tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca ‘Clicker’ sayesinde her bir atış sırasında okun hızı sabitlenebilmektedir (Leroyer ve diğerleri, 1993).

Olimpik okçuluk, hedef minderinin merkezi ve hedefe yakın omzun aynı noktada birleştirilmesiyle başlayan, bacaklara eşit olarak yük verilerek vücut ağırlık merkezinin sabitlendiği (Temel Duruş), çene altı pozisyonundan (referans noktası) okun hedefe varıncaya kadar vücut bütünlüğünün korunduğu, yüksek seviyede dikkat, kondisyon, koordinasyon ve teknik unsurları kapsayan, eğlenceli ve yüksek disiplin gerektiren bir bireysel spordur.

Kaynak; Üstün TÜRKER (2020)

Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir